1. OYUN
PATTATES DARBESİ
Kişiler:
Başkan,
Yazman,
1.Üye,
2.Üye,
Savcı,
Sanık
(Az
ışıkta sahne/dekor düzenlemesi. Sahnede “PATTATES
DARBESİ” ve 77. Oturum yazıları.
Mahkeme salonu. Kürsü, yazman masası, sandalyeler. Kürsüde ve yazman masasında
iki bilgisayar ekranı. Sanık/sanıklar bölmesi. Kürsünün arkasında, duvarda “BAŞKAN TE’NİN 146. ÖZEL MAHKEMESİ” ve “DEDİĞİM DEDİK, ÇALDIĞIM DÜDÜK” yazıları.
Dekor son derece sade ve yalın. Sanıklar, avukatlar, izleyiciler
fotoğraf/slaytla gösterilebilir. Oyun açılışında bir süre masasında put gibi
hareketsiz oturmakta olan yazmanı izleriz. Sonra mahkeme başkanı, iki yargıç
üye ve savcı kendi aralarında gülerek, birbirleriyle şakalaşarak salona
girerler. Yazman ayağa kalkar; yargıçlar ve savcı yerlerini alınca yazman da
oturur.)
BAŞKAN - (Sağına, soluna dönerek) Bugünkü dava ne
davasıydı?..
1. ÜYE
- Darbe davası.
BAŞKAN - Darbe
davası da, hangi darbenin hangi davası?
2. ÜYE
- Patates Darbesi.
SAVCI
- Pattates Darbesi.
BAŞKAN - Patates
Darbesi, Pattates Darbesi diye iki ayrı dava mı var? İki dava varsa bu hangisi?..
1. ÜYE - Yok Başkanım, tek dava. Tek dava da
kimileri Patates Darbesi, diyor; kimileri de Pattates Darbesi… Yani
ideolojik ve örgütsel bakış açısına göre değişiyor.
BAŞKAN - Aman
her neyse, bu darbe davaları bitmez zaten. Başkan Te’den sinyal var mı?
SAVCI - Var da, tam anlayamadık; arkadaşlarımız
çözmeye çalışıyorlar.
BAŞKAN - Aman
bir yanlışlık yapmasınlar. Olmazsa ilgili yerlere sorup öğrensinler.
SAVCI - Soracaklar Başkanım, merak etmeyiniz.
BAŞKAN -
İyi, iyi… Sıra kimdeyse huzura alınsın da sorguya başlayalım. Ben de oturumu açayım: Başkan Te’nin 146. Özel
Mahkemesinin 77. oturumunu açıyorum.
2. ÜYE
- (Önündeki
dosyayı karıştırarak) Sıra 283. sanıkta Başkanım. Çiftçi Titiru.
(Çiftçi
Titiru sanıklar arasından kalkıp gelerek Heyet’in karşısında yerini alır. Sanığın sorgusunu Başkan yapar.
Ancak sorgu sırasında başkan, üyeler ve savcı sürekli birbirlerine
danışırlar, bakışırlar, fısıltıyla konuşurlar.)
BAŞKAN -
(Yazmana) Sanığın kimliğini al kızım…
(Yazman sanığa sorarak kimliğini tutanağa
geçirir. Kimlik alınması ve yazdırılması sırasında yazmanla sanığın
konuşmaları duyulmaz.)
BAŞKAN -
(Sanığa) Sen suçunun ne olduğunu
biliyor musun?..
SANIK - Biliyorum komutanım.
BAŞKAN - Komutanım
değil, Başkanım!
SANIK - Biliyorum Başkanım.
BAŞKAN -
Aferin, söyle bakalım neymiş?..
SANIK - Pattates Darbesi Başkanım.
BAŞKAN - (Savcıya ve yargıç üyelere bakıp anlamlı
anlamlı başını sallayarak) Şimdi, sokak sokak, çarşı pazar dolaşıp "Pattates” diye bağırdın mı, bağırmadın mı?..
SANIK
- Bağırdım…
BAŞKAN - Yani suçunu kabul ediyorsun!
SANIK - Suç
olduğunu bilmiyordum.
BAŞKAN - Kanunu bilmemek mazeret
sayılmaz. O zaman her suç işleyen, "Ben bunun suç olduğunu bilmiyordum deyip
cezadan kurtulur. Kanunu bileceksin. Sokak sokak “Pattates! Pattates!..” diye niye bağırdın?
SANIK - Patates
satıyordum.
BAŞKAN - Hem
de yalnız olarak değil… Başkalarıyla birlikte, örgüt olarak toplanıp, anlaşıp hep birden bağırdığınız
iddia olunuyor. Savcılığın iddianamesinde böyle yazıyor.
SANIK
- Ben tek başıma, yalnız olarak, ayaklı
sergi tablamla sokaklarda patates diye bağırarak satış yapıyordum.
Sokakları, çarşı pazarı dolaşırken benim gibi bağırarak satış yapan birkaç
patates satıcısıyla karşılaştım. Ama bu tamamen bir rastlantıdır. Ben de
bağırdım, onlar da bağırdı. Sonra ayrı ayrı yerlere gidip bağırarak
satışa devam ettik.
BAŞKAN - İspat
edebilir misin?
SANIK - Neyi?
BAŞKAN - Pattates
Darbesi Örgütü üyesi olmadığını ve diğer patatesçiler ile örgütsel olarak anlaşıp bağırmadığınızı…
SANIK
- Başkanım, ben böyle bir örgütün olup
olmadığını bile bilmiyorum ki üyesi olayım. Ben tek başıma patates
satıyordum.
BAŞKAN -
Ne diye ve nasıl bağırıyordun?
SANIK - “Patates! Patates!..” diyerek yüksek sesle bağırıyordum ki herkes duysun.
BAŞKAN - Yalan söyleme Öyle bağırmıyordun. “Pat-ta-tes! Pat-ta tes!.. Pat-ta-tes diyerek
bağırıyordun. Tamam mı?..
SANIK - Doğru.
Öyle bağırıyordum.
BAŞKAN - Öyle
bağırıyordun da, şimdi bunu bizden neden sakladın?
SANIK - Saklamadım.
Ancak konuşurken “Patates” deniyor da, tezgâhın başında “Pattates!” diye bağırılıyor. Sonra, ikisi arasında bir fark görmedim.
BAŞKAN - Sen
görmedin ama iddianame öyle demiyor.
SANIK - ?..
BAŞKAN - “Pattates!”
ne demek? “PAT!-TA!-TES!” Öyle bağırıyorsun değil mi?
SANIK - (Şaşkın)
Evet!..
BAŞKAN -
Yani suçunu kabul ediyorsun?
SANIK - ?..
BAŞKAN - “Pat”
ne demek? Silah demek. Çek silahı, “Pat!” patlat. Yani silahlı eylem. “Ta” Yüce Başkanımız.
“Tes” ne? Teslim. Çek silahı Başkanı teslim al… Yani darbe yap, hükümeti düşür…
SANIK
- Başkanın adı “Te” değil mi?
BAŞKAN - Ha
“Te”, ha “Ta”. Yani “Teta”, “Tate”. “Tetate” ; “Tateta”. Yüce Başkanımız… Hem ne malum,
“Pat-ta-tes” diye değil de “Pat-te-tes” diye bağırmadığınız!
SANIK - !?..
BAŞKAN - (Dosyayı karıştırarak) Bak iddianamede
bir de ne yazıyor. Bir patates mitingi olmuş, o mitinge de
katılmışsın…
SANIK - Yani o şöyle oldu. Benim mitingden haberim
yoktu. Meydandaki patates tüccarlarından patates almaya
gitmiştim. Meydanda bir kalabalık vardı. Ben de uzaktan konuşmaları dinledim.
BAŞKAN - Anlaşıldı.
Öyle ya da böyle her olayın içinde varsın. Şimdi geçelim bir başka hususa. Kim öğretti size böyle Pat-ta-tes diye
bağırmayı?,,
SANIK - !..
BAŞKAN - (Bağırır) Kimden öğrendin böyle
bağırmayı?
SANIK - Ustamdan.
BAŞKAN - Ustan
kim?
SANIK - Ustam
Vahhap Paşa…
BAŞKAN - Vahhap
Paşa ne paşası? Kara, hava, deniz?..
SANIK - O
paşa değil… Benim ustam…
BAŞKAN - Ustan.
Onu anladık da, paşalığı nerden geliyor? Yani karacı mı, havacı mı, denizci mi?
SANIK - Yok,
öyle değil. Onun…
BAŞKAN - Öyle
değil de ne? Albay mı, binbaşı mı?.. Rütbesi ne? Yani sizleri kim örgütledi, onu öğrenmek istiyorum.
SANIK - Yani
o asker değil demek istiyorum.
BAŞKAN - Onun
“Paşa” olduğunu söyledin ya…
SANIK - Paşa,
onun soyadı… Adı Vahhap, soyadı Paşa… O da benim gibi seyyar Pat-ta-tes satıcısı…
(Sahne
kararır)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder